TEKİRDAG
Marmara 'nın İnci
Gerdanlığındaki
ELMAS
TARİHİ Marmara Bölgesi,deniz ve kara yolları üzerindeki stratejik konumu,iklimi,tarıma elverişli toprakları,bitki örtüsü,av hayvanlarının zenginliği ile her dönemde yerleşmeye uygun önemli bir bölgedir. İlimiz Tekirdağ sınırları içinde tarih öncesi ve tarih çağlarında iskan edilmiş yerler tam bir kronoloji vermemekle birlikte tespit edilmiştir.Paleolitik(Eski Taş) ve Neolitik(İlk toprağa yerleşme) çağlara ait bir yerleşme yeri bulunmayan Tekirdağ'da Saray ilçesin -deki Güngörmez ve Güneşkaya mağaraları ile Marmar a Ereğlisi'ne 4-5 km.uzaklıktaki Toptepe Höyük'te Kalkolitik Çağ(5000-3000)buluntularına rastlanmıştır.Mağaralarda kazı yapıldığında Paleolitik Çağ kalıntılarının da bulunması olasıdır.Tekirdağ sahil şeridinde yüzeyde yapılan araştırmalara göre İlk Tunç(İ.Ö.3000-2000)Çağında yoğun olarak iskan edilmiştir.Trakya'da Son Tunç Çağı ile Erken Demir Çağında(İ.Ö.1400-1000)büyük göç dalgası olmuştur.İzlerine Ergene ve Meriç havzasında rastlanan bu göç dalgasından sonra karanlık bir dönem başlamaktadır. Bu çağda Anadolu'da kurumlaşmış devletlerin (Hitit) varlığına karşılık Trakya'da Proto-Trak olarak tanımlanan ve toplumsal örgütlenme bakımından çok daha geri düzeyde toplulukların bulunması Anadolu ile Trakya'nın kültürleri arasındaki önemli farktır. Tekirdağ sınırları içinde de yaşamış olan Trakya'nın yerlileri Traklar hakkındaki bilgiler son derece kısıtlıdır.Homeros (İ.Ö.9.y.y) İlyada adlı destanında at besleyen Traklar'dan ,onların kralları Rhesos'tan,Trakya'lı kahramanlardan ve savaşçı kişiliklerden bahsetmekted ir.Tarihçi Heredot (490-435) Traklar'ın yeryüzünde Hintliler'den sonra en kalabalık kavimler olduğunu ancak hiçbir zaman birlik kuramadıklarını yazar.Gerçekten Traklar birleşik bir toplum oluşturmaktan uzak olup biribirine düşman birçok kabileye bölünmüşle rdir.İ.Ö.5.y.y.ın ikinci yarısında,Trakya'nın Pers işgalinden kurtulmasından sonra en kuvvetli kabile olan Odrys hanedanının yönetimi altında bir Trakya Krallığı kurmayı başarabilmişlerdir. Trakya İ.Ö./.y.y.da Grek kolonilerinin kurulmasıyla ticarete açılmıştır.Bu dönemde Trakya'nın Marmara kıyılarında Megaralı ve Samaslu kolonistler tarafından kentler kurulmuştur.(Selymbria,Bizanthe,Perinthos)ancak antik kaynaklar(Homeros,Heredot,Ksenepton)ve arkeolojik bulgular koloni kentler kurulmadan önce yerli halkı n yaşadığı kentlerin bulunduğunu ve yerli halkın hem birbirleriyle,hem de yeni gelenlerle sürekli çatışma halinde olduğunu göstermektedir.M.Ö.514-513 yıllarında Pers Kralı Dareus'un İskit seferi sonrasında Trakya Pers egemenliğine girmiştir.Bu egemenlik M.Ö. 478-477 de Atina'nın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attika-Delos deniz birliğinin Persler'i Trakyadan temizlemesine kadar devam eder.M.Ö.342 yılında Makedonya Kralı II.Philip Trakya'yı topraklarına katarak Odryus krallığını kendisine bağlamış,İskender'in ölümünden sonra Trakya Lysımachos'un egemenliğine girmiştir.M.S.19.da Roma İmparatoru Tiberius'un Trakya'ya bir vali göndermesiyle başlayan gelişmeler M.S46 yılında İmparator Cladius'un Trakya'da Roma eyaletini kurmasıyla sonuçlanmış,Trakya uzun yıllar Roma hakimiyetinde kalmıştır.M.S.395 yılında İmparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmp.(Bizans) içinde kalan Trakya 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Tekirdağ'ın en eski bilinen ismi Rodosto olup, daha sonra Tekfurdağ adını almış, Cumhuriyet döneminden sonra da TEKİRDAĞ olarak değişmiştir. Kaynak: Tekirdağ Müzesi adlı kitaptan alınmıştır. |